Eskiden kendimi bir şeyler biliyor sanırdım,
Sonuçta az mürekkep yalamamıştım,
Üzerinde ayak izim olmadığı eğitim salonu kalmamıştı neredeyse,
Gezmiştim hemen her yeri dünyada,
Başıma gelmedik deneyim kalmadı derdim.
Şimdi aslında biliyorum ki ben hiçbir şey bilmiyorum.
Bildiğimi sandıklarımın hakikatla ve kendimle arama,
Esasında nasıl kara bir perde çektiğini görüyorum.
Ve mutlulukla itiraf ediyorum ki ben hiçbir şey bilmiyorum, bu sayede:
Gerçekten girebilirim yaşamın içine,
Bırakabilirim kendimi bilinmezliğin en derin ve gizemli sularına,
Sonsuz olasılıklara açılıp, yeninin tadına bakabilirim,
Yaklaşabilirim hayata bir çocuk masumiyeti ve merakıyla,
Her şeyi ilk defa deneyimliyormuş gibi, başlangıç zihninde,
Her şeyi bilme ve kontrol etme çabasından gelen ağırlığı ve kasılmayı bırakabilirim,
Gevşeyebilirim, esneyebilirim hayatta,
Diğerlerinden daha çok biliyorum diye kibre kapılmak yerine,
Alçakgönüllüğün ve tevazunun sihrine dokunabilirim,
Mükemmel olmadığımda şefkatli olabilirim kendime, yargısızca,
Ve hatta hakikat bilgisine, bilgeliğe adım atabilirim artık.
Yarın olduğunda ise muhtemelen bu yazdıklarıma da şefkatle gülümseyeceğim,
Hiçbir şey bilmediğini söylerken ne kadar da bildiğini sanıyor diye…
Aylin Safiye Deniz, 2015